VOLKAN APAYDIN - Biliyo bikaç bişiy...

Beyin yakan fikir adamı

Afrika'da Kirli Korona Oyunu


İlaç ve aşı deneyleri, Afrika ülkelerinde yapılıyor olabilir mi?

Hep bahsettiğimiz üzere Covid-19 salgını hemen hemen 6 aydır tüm gündemimizi dolduruyor. Önce Asya, sonra Avrupa ve Avustrala, sonrasında da Amerika kıtalarında günden günde artan koronavirüs vakalarına şahit olduk. Çin'den sonra Avrupa'da İtalya ve İspanya virüsün merkez üssü konumundayken, bir anda ABD en çok vaka ve ölümün görüldüğü ülke haline geldi.

Bildiğiniz gibi koronavirüs, temas ve damlacık yoluyla bulaşıyor. Bu doğrultuda, bilim insanı olmasak dahi söyleyebileceğimiz çok basit bir şey varsa, o da virüsün taşınması, ardından temas ve damlacık yoluyla bulaşmasıdır. Bunun için, virüsü taşıyan kimselerin yer değiştirerek virüsü başka yer ve kişilere yayması gerekir.

Şimdi klişeleri bırakalım ve şuna odaklanalım: VİRÜS AFRİKA'YA NASIL GİTTİ?

Önce tarih ve rakamlara biraz bakalım:
Nijerya: İlk vaka 28 Şubat
Senegal: İlk vaka 2 Mart
Kamerun: İlk vaka 7 Mart
Sudan: İlk vaka 18 Mart
Güney Afrika: 15 Mart

Yani bu tarihlere kadar bilinen vaka yok. Bu tarihlerde vakanın semptomatik tespit edilmesini de düşünürsek, 20 Şubat - 1 Mart arası Afrika kıtasına virüs taşıyıcısı yok.

Her ne oluyorsa, "Kovid-19 aşısı Afrika'da denensin" şeklinde 2 Fransız doktorun açıklama yapmasından bir müddet sonra, Afrika kıtasında vakalarda artış gözlemleniyor. Doktorların açıklamasıyla ne alakası var diye düşünebilirsiniz. 1-15 Mart tarihleri arasında, hemen hemen bütün dünya uçuş yasaklarıyla yankılanıyordu. Ülkeler arası gidiş gelişler engellenmiş, insanlar aktarmalı uçuş dahi yapmıyor, son uçaklarla ülkelerine evlerine dönmeye çalışıyor.

Peki uçuş yasakları uygulanırken, insanlar deli gibi Afrika'ya uçuş mu gerçekleştirdi sürekli? Hayır. Buna belki kıyamet senaryosu denilebilir ama aşı ve ilaçların denenebileceği bir ortam hazıralanıyor olamaz mı?

Sonuç olarak baktığımızda, insanlar turizm, iş ve benzeri amaçlarla seyahat eder. Dünya genelinde bu şekil bir virüs yayılırken, kimse kalkıp Afrika'ya seyahat etmek istemez. Ayriyeten, Afrika kıtasındaki ülkeler kendi vatandaşlarını yine bizim yaptığımız gibi grup grup uçaklarla alıp ardından karantina ve tedavi süreçlerini uyguladıktan sonra rahatça kontrol edebilir. Peki şu an kontrol edilebilir gibi duruyor mu?

SENARYOYA BİRAZ DERİNDEN DAHA BAKALIM

Afrika kıtasındaki ülkelerin yarısından çoğu açlık, susuzluk ve fakirlikle yüzleşiyor. Magrib (Fas, Cezayir, Mısır, Libya, Tunus) bölgesini çıkardığınızda, geriye yoksulluktan başka bir şey kalmıyor. Peki Avrupalı, Amerikalı "Evde kal" çağrısına uyup, evine yemek stoklayıp evde kalabiliyor, doğru mu? Ancak Afrikalı bunu yapamıyor. Dışarıda da evde de yemek yok, zaten kısıtlı olan imkanlar daha da daralacak. İnsanlar ucuza iş yapıyorsa, bunu da yapamaz hale gelecek.

Tam o sırada imdada AB yetişecek. Avrupa Birliği ülkeleri, kendi durumlarını toparlayıp vaka sayılarını minimize ettikten sonra, kendi hastalarıyla ilgilenmeyi bitirmeye yakın (yani şu zamanlar) Afrika'ya yardım eli uzatacak. Önce bedava malzemeler verecek. Sonra ölümü gösterip sıtmaya razı etmek deyimindeki gibi, malzemelere ihtiyaç oluşturup elindeki dandik malzemeleri (başka yerlerde kaçak göçek ucuza yaptırdığı maske, dezenfektan, tanı kiti) Afrika'ya yine ucuza satacak. Diyecek ki biz insanlara sahip çıkıyoruz. Bunu sadece maliyeti fiyatına size bırakalım.

Günde 1000 kişi değil 200 kişi ölmeye başladığı zaman, aşı bulunması üzerine çalışmalar yapılacak. Zaten kullanılan bazı ilaçlar olduğu için, ilaçların yeni denemelere ihtiyacı olabilir. Ama aşı için denemeler yapılması gerek. İşte olay tam da burada başlıyor.

AB ülkeleri, "bu korona tekrarlayabilir, yeni bir dalga oluşmaması ve gelecek nesillerin etkilenmemesi için aşı bulmalıyız" fikrini zaten benimsemiş. Şimdi ise, Fransız doktorların dediği gibi aşıların denenmesi lazım. Afrika'da açlık ve susuzlukla yüzleşen halk, AB'den gelecek denek erzaklarla denenebilir. Veya Afrika kıtasındaki ülkelerde virüs artış hızı yukarı doğru seyreden bir grafiğe geçebilir. Böyle bir durumda hemen Dünya Sağlık Örgütü işbirliğiyle (Allahtan adam Etiyopyalı, bu numaraları yemeyebilir) Afrika kıtasındaki ülkelere ilaç, tıbbi malzeme gönderecek ve bizzat kendi elleriyle bırakacak olan AB, bir yandan da tedavi adı altında aşıları Afrikalılarda deneyecek.

Zaten Covid-19 sebebiyle birer birer yaşanan can kayıpları artarken, işte tam bu sırada aşılar denenmeye başlanacak. Böylece canlı deneklerde, ne sonuç verdiği görülecek. Tabi sağlam bir medya veya ses çıkarabilecek bir güç grubu var olmayacağı için, sıra dışı ölümlere kimse itiraz edemeyecek.

İlaç ve aşı yapacak ve satacak olan firmalar bir anda, "bulduk bulduk oley" diye piyasaya çıkacaklar. Hemen dünyanın her yerine aşıları satacaklar. Tıpkı Çin'in, bütün dünyaya tanı kitleri satarak krizi fırsata çevirdiği, ekonomisini nispeten canlı tuttuğu gibi büyük firmalar da büyük yatırımlarla krizi fırsata çevirecek. Bugün bütün dünya bu virüsten temizlense bile, sonraki zamanlarda tekrarlamaması için covid aşısının yapılması gerektiği algısıyla ilaçlar bol keseden satılacak. Hele ki ABD, İngiltere gibi ülkelerde kapış kapış satılabilecek olan bu ilaçlar, Avrupa Birliği ülkelerine de ekonomik hareket getirecek. Zaten hep böyle yürümüyor mu işler?

Kısacası...

1 ay boyunca 30-40 vakayla sabit kalan Afrika ülkelerinde, son 2 haftada 500-3000 arası toplam vaka sayılarının görülüyor olması hayra alamet değil. Virüs Afrika'da yayılıp, doğal denekler oluşturulup ilaç ve aşıların denenmesine ortam hazırlandığı kanısındayım. Bu sadece bir teori olabilir ama yarın karşımıza neler çıkacak kim bilir...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder